FIKRALARIMIZ.COM

Komik Fıkraları Okuyun

Karışık Fıkralar

ANA SAYFA > - Karışık Fıkralar

Üç Dilek Fıkrası

Kapı vurulur ve bir erkek kapıyı açar.

Kadın:

'İyi günler az önce camınız kırıldı ve bunu yapan benim çocuğum, lütfen özrümü kabul edin ne kadar masrafı varsa ödemek istiyorum' der.

Adam:

'Hiç sorun değil çocuğunuz camı kırdı ve içeri giren top değerli bir vazoya
çarptı ve o da kırıldı'.

Kadın daha fazla üzülür ve içeri girdiğinde gerçekten bir vazoyu kırılmış görür.

'Çok üzgünüm bunun da masrafını ödemek istiyorum' der.

Adam:

'Hiç önemli değil, aslında çok büyük bir iyilik yaptınız bana'.

Kadın merakla:

'Ama camınız ve değerli bir vazonuz kırıldı nasıl olur' der.

Adam:

'Hanımefendi ben bir cinim ve 100 bin yıldır o vazoda hapis kalmıştım, çocuğunuz sayesinde özgürlüğüme kavuştum, dileyin benden ne dilerseniz'

Kadın, önceleri şaşırsa da, biraz düşündükten sonra;

'Çok güzel ve büyük bir malikane istiyorum' der.

Adam:

'Bir dakika' der ve kısa bir telefon görüşmesinden sonra; 'tamam hanımefendi,
malikaneniz hazır' der, 'İkinci dileğiniz nedir?' diye sorar.

Kadın, sevinç çığlıkları ile;

'En güzel kıyafetleri istiyorum' der.

Adam, yine kısa bir telefon görüşmesinden sonra;

'Tamam, hanımefendi, Versace ve D&G'ya gidip en güzel kıyafetlerden istediğiniz
kadar alabilirsiniz' der,

Adam:

'Son dileğinizi de alabilir miyim' diye sormasıyla

Kadın: çıldırmış bir halde;

'Dünyanın en güzel mücevherlerini istiyorum' der.

Adam, yine kısa bir telefon görüşmesinden sonra:

'Tamamdır, yarın tüm mücevherleriniz teslim edilecek' der.

Kadın, artık sevinçten çıldırmıştır.

Adam, kadına sessizce:

'Ee şey hanımefendi, benim de sizden küçük bir ricam olacak' der,

'Malum, 100 yıldır bir vazodayım, bu sürede hiç kadın yüzü görmedim, benimle bir gece birlikte olabilir misiniz acaba?' diye sorar.

Kadın, biraz düşündükten sonra, ona bu kadar güzel şeyler veren birinin, isteğini geri çevirmemesi gerektiğini düşünür ve 'Tamam olabilir' der, sabah'a kadar birlikte olurlar...

Adam bir ara sigarasını yakar ve kadına sorar;

'Kaç yasındasın?'

Kadın, '32' der,

Adam:

'Hadi yaa.. Çok enteresan, bu yaştasın ve hala cinlere inanıyor musun

Karışık Fıkralar, Herhangi birisi paylaştı

Yahudiler Ve Para Fıkrası

İki Yahudi arkadaş bir Katolik kilisesinin önünden geçiyormuş. Kilisenin duvarında, Katolik olmayanlara hitap eden büyük bir afiş asılıymış:

“Bize gelip Katolikliği kabul ederseniz hemen 50 bin dolar nakit para alacaksınız!"

Yürümeye devam eden iki arkadaş bu teklifin ciddi olup olmadığını tartışmaya başlamış. Bir hafta sonra, aynı kilisenin önünde yeniden buluşmuşlar ve biri diğerine sırrını açmış:
- O teklifin ciddi olup olmadığını hala merak ediyorum.

Bunun üzerine arkadaşı küçümser bir tavırla şu cevabı vermiş:
- Ah siz Yahudiler, aklınız fikriniz para!

Karışık Fıkralar, fikralarimiz.com paylaştı

İki Fincan Kahve Fıkrası

Felsefe profesörü bir gün elinde birkaç kutu ve büyükçe bir kavanozla derse gelir. Ders başladığında, önüne kavanozu alır ve ağzına kadar tenis topları ile doldurur. Sonra da öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar.

Öğrenciler hep bir ağızdan kavanozun dolduğunu söyler.

Bu sefer profesör önündeki bir kutudan aldığı çakıl taşlarını kavanoza döker. Çakıl taşları, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurur ve öğrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadığını sorar.

Onlar da:
─ Evet doldu, derler.

Profesör bu kez masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki kumu yavaşça kavanoza döker. Kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki boşlukları doldurur. Ve tekrar öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar.

Öğrenciler de koro halinde :
─ Evet, derler.

Bu sefer profesör masanın altındaki 2 fincan kahveyi alır ve kavanoza boşaltır. Kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur. Öğrenciler gülerler. Profesör:
─ Eveet... , der ve ekler:
─ Ben bu kavanozun sizin hayatınızı simgelediğini ifade etmeye çalıştım.

─ Bu tenis topları hayatınızdaki önemli şeylerdir; aileniz, çocuklarınız, sıhhatiniz, arkadaşlarınız ve sizin için önemli olan şeyler.
Diğer şeyleri kaybetseniz de, bu önemli şeyler kalır ve hayatınızı doldurur.
Çakıl taşları ise daha az önemli olan diğer şeylerdir; işiniz, eviniz, arabanız gibi.
Kum ise diğer ufak tefek şeylerdir.
Kavanoza önce kum doldurursanız çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına yer kalmaz.
Aynı şey hayatımız için de geçerlidir.
Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz önemli şeyler için vakit kalmayacaktır.
Dikkatinizi mutluluğunuz için önem arz eden şeylere çevirin.
Sevdiklerinize zaman ayırın, sağlığınıza dikkat edin, eşiniz ve çocuklarınızla ilgilenin, evinizin ihtiyaçlarını karşılayın.
Öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin.
Yani öncelikleri sıralamayı iyi bilin.
Gerisi hep kumdur.

Profesör konuşmasını tamamladığında öğrencilerden biri dayanamayıp sorar:
─ Peki, o iki fincan kahve nedir?

Profesör gülerek:
─ Ben de bu soruyu bekliyordum.
Hayatınız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman dostlarınız ve sevdiklerinizle birer fincan kahve içecek kadar yer vardır !

Karışık Fıkralar, Mehmet Kerim paylaştı

Şemsiyemi Tutmasaydım Fıkrası

Zengin ve şımarık birisi, yağmurlu bir günde şemsiyesinin altına alarak ıslanmaktan kurtardığı adamı her gördüğünde; "Ne haber! O gün şemsiyemi tutmasaydım ıslanacaktın." diyerek başına kakmaktadır.
Adamın, yapılan bir iyiliği bu kadar tekrar edilmesine karşı tahammülü kalmamıştı artık. Yine aynı sözleri duyduğu bir gün kendisini gördüğü ilk su birikintisinin içine atarak üzerinde ıslanmadık bir yer bırakmadı. Sonra da adama dönüp; "O gün şemsiyeni tutmasaydın, en fazla bu kadar ıslanırdım. Sen şemsiyeni tutmadın kabul et, ben de kendimi ıslanmış farzedeyim." dedi

Karışık Fıkralar, fikralarimiz.com paylaştı

Gazete Satıcısı Fıkrası

Gazete satıcısı, tuttuğu köşesinde bağırıyordu:
- "İkinci baskııı... 100 bin lira... ikinci baskııı... 100 bin lira..."
Birisi parayı ödedi, gazeteyi aldı gitti. biraz sonra geri dönüp, söylenmeye başladı:
- Niye yalan söylüyorsun? 100 bin liraya sattığın gazetenin üzerinde "fiyatı 50 bin liradır" yazıyor. Gazete satıcısı, pişkin:
- "Aman amca! Sen gazetenin her yazdığına inanacak kadar saf mısın?"

Karışık Fıkralar, ömer paylaştı

Evliliğin Sırrı Fıkrası

Çocuk dedesine sormuş:
- Dede, ninem ile kaç yıldır evlisiniz?
- 40 yıldır evlat, demiş dede.
- Peki ama dede, ben sizi hiç kavga ederken görmedim bunun sırrı nedir?
- Otur evlat anlatayım. Evlat biz ninen ile evlendiğimizde elde avuçta bir şey yok, kimsemiz de yoktu. Ben nineni bizden oldukça uzakta bir köyden aldım, nikâhımız kıyıldı, benim at arabasına ninenin üç beş eşyasını attık ve bizim köyün yolunu tuttuk. Yolda benim atın ayağı sürçtü ve tökezledi. Ben "Bu bir" dedim. Devam ederken bir daha tökezledi, ben yine "Bu iki" dedim.

Köye de daha epey yolumuz vardı, bizim atın ayağı bir daha tökezleyince "Bu üç" dedim ve çektim belimden tabancayı, atı orada vurdum.
Ben atı vurunca ninen başladı bana söylenmeye. "Biz şimdi nasıl gideceğiz, niye durup dururken atı vurdun. Sende hiç akıl yok mu? Bu eşyaları nasıl götüreceğiz" Ben de döndüm ninene "Bu bir" dedim. O gün bugündür, gül gibi geçinip gidiyoruz.

Karışık Fıkralar, fikralarimiz.com paylaştı

Hırsızlığın Böylesi Fıkrası

Adamın arabası çalınır. İki gün sonra araba geri gelir ve bir not vardır içinde;
- Özür dilerim arabanızı aldım ama karım doğum yapacaktı, kendimi affettirmek için yarın tiyatroya eşiniz ve sizin için 2 bilet aldım, hatamı telafi etmek için ben de orada olacağım, lütfen kabul edin.
Adam duygulanır, eşiyle tiyatroya giderler, adam yoktur ama çok memnun eve dönerler ne insanlar var dünyada bizde kötü düşündük diye konuşurlar. Fakat döndüklerinde ne görsünler! Evleri soyulmuştur ve duvarda bir not vardır;
- Abi tiyatro nasıldı?

Karışık Fıkralar, fikralarimiz.com paylaştı

Tren Yolcuları Fıkrası

Bir albay, bir er, bir yaşlı kadın ve bir de genç kız trende aynı kompartımanda yolculuk etmektedir. Tren bir tünele girip kompartıman
karardığı zaman, mucuk bir öpücük sesi ve ardından ŞIIIRRRAAAAKK ! diye bir tokat sesi duyulur.

Tünelden çıktıktan sonra yaşlı kadın;

"Aferin genç kıza. Nasıl yapıştırdı tokadı" diye düşünmekte ve kafasını
sallamaktadır. Genç kız da;

"Zevksiz herif, bu morukta ne buldu ki, bi de
öpmeye kalktı ama kadın da iyi yapıştırdı." diye düşünmektedir.

Albay ise "Ulan bizim eşoğlusu er, kızı öptü tokadı biz yedik." diye yanarken er içinden şöyle düşünmektedir:

"Hehe. Aferin lan bana. Elimi öpüp, nasıl da yapıştırdım tokadı albaya..."

Karışık Fıkralar, Soner paylaştı

Kalın Olanmı İnce Olanmı Makbul Fıkrası

Bir gün kötü yola düşmüş iki kadın yol boyunda saç saça baş başa kavga ederler, bu sırada yoldan polis arabası geçer bunları görür ve durur. Polise derler polis bey ben haklıyım o der ben haklıyım poliste karakolda anlatın der ve karakola giderler mahkemelik olurlar aradan bir ay geçer mahkeme günü gelir duruşmaya çıkarlar hakim sorar sizin şikâyetiniz nedir biri çıkar hakim bey ben diyorum kalın olanı makbul o diyor ince olanı makbul bu yüzden kavga ettik sizce kalın olanı makbul değil mi der hakim düşünür ve cevap bulamaz mahkemeyi erteler 1 ay gel zaman git zaman hakim uyurken bile onun cevabını düşünür hakimin eşi de gece yarısı sorar yatakta bey seni çok düşünceli görüyorum hakim de derki hiç sorma hanım kimin haklı olduğuna karar veremedim hanımı da merak edip sorar neymiş bana söyle belki ben bilirim hakim der hanım bunca yıllık meslek hayatım var ben bilemeyeceğim de sen nerden bileceksin söyle söyle der ve hakim eşine olan biteni anlatır iki yolcu kadın geldi biri ince olanı makbul biri kalın olanı makbul diyor hangisi haklı bilmiyorum eşi de derki bunu bilemeyecek ne var ki bey ne kalın olanı makbul ne ince olanı içinde en uzun süre kalanı makbuldür ve hakim sevinir gel zaman git zaman duruşma günü gelir ve yolcu kadınlar ikisi de büyük bir sevinçle zıplayarak hakim bey ince olanı makbul değil mi öteki de kalın olanı makbul değil mi hakim de derki ne kalın olanı makbul nede ince olanı içinde en uzun süre duranı makbuldür ve bunu duyan yolcu kadınlar evet ya biz bunu nasıl düşünemedik derler ve hakime sorarlar
- "Hakim bey siz hangi orospudan duydunuz bunu?"

Karışık Fıkralar, Selo paylaştı

Dünya Türklerin Olacak Fıkrası

Dünyanın gelişmiş ülkeleri bir araya gelmişler. Bir gün, en son teknolojilerle üretilmiş bir bilgisayara bütün ülkelerle ilgili verileri yüklemişler ve sormuşlar: “Dünyanın sahibi kim olacak?”
Bilgisayar uzun süre bilgileri değerlendirmiş ve büyük an gelmiş. Nefesler tutulmuş. Bilgisayar, sonucu yazıcıya göndermiş. Hakem heyeti sonucu ilan etmiş. “Türkiye”
Herkes şaşırmış. Mutlaka bir yanlışlık olmuştur düşüncesiyle aynı soruyu bir kez daha sormuşlar Bilgisayar uzun süre çalıştıktan sonucu yazıcıya göndermiş. “Türkiye”
Tüm dünya şoka girmiş. Birisinin aklına “niye?” diye sormak gelmiş. Herkes bu fikri beğenmiş ve bilgisayara sormuşlar.

“Niye?”
Bilgisayar sonucu yazıcıya hiç düşünmeden göndermiş. “Herkes bir gün uzaya çıkacak ve dünya Türklere kalacak”

Karışık Fıkralar, muzaffer paylaştı

Boğazına Ateş Düştüğü Zaman Fıkrası

Nasreddin Hocanın evine tüccar arkadaşı misafir olmuş. Hoca ona mantı pişirip getirmiş. Arkadaşı acele edip mantıyı hemen ağzına atınca boğazı yanmış. Boğazının yandığını belli etmemek için başını tavana doğru dikmiş ve yanmanın etkisi gidince de başını tavandan indirmeyip sormuş :

-"Hocam bu tavanı ne zaman yaptınız?" Hoca hemen:

-"Boğazına ateş düştüğü zaman", demiş.

Karışık Fıkralar, Esma paylaştı

Delinin Biri Fıkrası

Padişah, kavuğunun altından kafasını kaşımış;
- Eeee! Ne vergisi koyalım? Demiş. Vezirler:
- Köprülere adam koyalım, geçenden bir akçe alsınlar!
Padişah "tamam" demiş.
Aradan bir süre geçtikten sonra sormuş vezirlerine:
- Nasıl, halk hayatından memnun mu, her hangi bir şikayet var mı?
- Hiç bir tepki yok sultanım!
- İyi o zaman köprünün diğer tarafına da bir adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın!
Aradan bir süre geçmiş, padişah tekrar sormuş vezirlerine:
- Var mı halinden şikayet eden?
- Yok!
Halkının tepkisizliğine kızan padişah gürlemiş:
- Köprülerin ortasına da birer adam koyun, gelip geçeni köprünün ortasında becersin!
Aradan birkaç gün geçmiş, halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen padişah, çağırmış vezirlerini;
- Halkı dinleyelim hele bir, demiş.
Gitmişler halka, padişah sormuş:
- Halinizden memnun musunuz, var mı bir şikayetiniz?
Ses yok.
Padişah tekrar:
- Ulan demiş, taş üstünde taş omuz üstünde baş komam! Var mı şikayeti olan hemen söylesin!
Diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş:
- Padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!..
- Eeee!, demiş padişah bir umutla... Ne olmuş o köprünün ortasındaki adama?
- Akşamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoruz, mümkünse bir adam daha koysanız...

Karışık Fıkralar, radar paylaştı

Diğer Sayfalar: [1]2 3 4 5 6 7 8 9 ... Son Sayfa

Karışık Fıkralar Arşivi

FIKRANIZI EKLEYİN