FIKRALARIMIZ.COM

Komik Fıkraları Okuyun

Kayserili Fıkraları

ANA SAYFA > - Kayserili Fıkraları

Müjde Kardeşim Fıkrası

Kayserili iki kardeş yaz sezonunda haki renginin moda dünyasını kasıp kavuracağı haberini alırlar. Bunun üzerine piyasada ne kadar haki renk kumaş varsa hepsini satın alırlar.

Sezon geldiğinde, satış yapmayı beklerlerken bir parça bile kumaş satamazlar, batmak üzeredirler, bunun üzerine bölgedeki askeriye için bir komutan üniforma diktirmek ister bunun içinde haki renk kumaş gerekir, anlaşırlar. Komutan der ki;
- Yarın size saat 12:30'a kadar telgraf çekmezsem siparişleri hazırlayın.

Saat 12:29'da kardeşlere bir telgraf gelir. Bunun üzerine diğer kardeş zarfı telaşla açar ve sevinçle haykırır;

- Müjde kardeşim baban ölmüş!

Kayserili Fıkraları, Hasan paylaştı

Altın Top Fıkrası

Kayseri'de bir çocuk sokakta altın top ile oynuyormuş.
Bunu gören Yahudi nasıl etsem de bu topu alsam diye hesaplar içine girmiş.
Çocuğa yaklaşmış; "Bu topu bana sat" demiş. Çocuk parayı ne yapayım bir kere "Eşek gibi anırırsan sana veririm" demiş.
Yahudi sağa sola bakmış kimseler yok gören olmaz diye anırmış. Sonra çocuğa "Ver bakalım topu" demiş.
Çocuk; "Sen eşekliğinle bu topun ne olduğunu biliyorsun da ben bilmiyor muyum!" der.
Yahudi ben burada para kazanamam diye Kayseri'yi terk etmiş.

Kayserili Fıkraları, AYipel paylaştı

Kayseri'Nin Mahallesi Fıkrası

Bölük komutanı Ali okulunu denetliyordu. Hasan'a sordu:
- Oğlum, dünya kaç parçadır?
- Beş parçadır komutanım.
- Say bakalım.
- Avrupa, Asya, Amasya, Tosya, Okyanusya.
- Sen nerelisin?
- Kayseriliyim, komutanım.
- Su haritada Kayseri'yi göster bakalım.
Hasan Kastamonu'yu işaret edince:
- Oğlum, orası Kastamonu.
- Kayseri'nin bir mahallesi sayılır, komutanım, der.

Kayserili Fıkraları, Kayserili paylaştı

Topal Eşek Fıkrası

Yahudi'nin biri, pazara, topal eşeği satmak için götürür, fakat alıcıyı kandırmak için eşeğin tırnağına çivi çakar, eşeğe bir Kayserili müşteri çıkar. Kayserili ayaktaki çiviyi görür, içinden "çiviyi çıkarırım düzelir" diye düşünür, eşeği alır.
Yahudi ertesi gün sağda solda övünür.
- Siz Kayserililer akıllıyız diye övünürsünüz, çiviyi çaktım anadan doğma sakat eşeği sattım der.
Duyanlar bunu Kayseriliye anlatırlar.
Kayserili elini dizine vurur:
- Tüh yahu, verdiğim para sahte olmasaydı bayağı kazıklanmıştım.

Kayserili Fıkraları, fikralarimiz.com paylaştı

Kayserilinin Duası Fıkrası

Kayseriliyle Temel bir gün bir camide dua ederler Temel;

- Allah'ım bana hanlar, hamamlar çok para nasip et diye dua etmektedir yan tarafta dua eden Kayserili;

- Allah'ım Temele çok para ver diyerek ellerini açarak göz yaşları içinde dua etmektedir bu sırada yanlarında duran biri Kayseriliye sorar:

- Neden kendin için istemiyorsun arkadaşını bu kadar çok mu seviyorsun.

Kayserili cevap verir;

- Temelin duası kabul olur. Allah Temel'e versin ki ben o parayı altından girer üstünden çıkar bir şekilde alırım.

Kayserili Fıkraları, fikralarimiz.com paylaştı

Bir Avuç Leblebi Fıkrası

Kayserili bir çocuk annesiyle kuru yemişçinin önünden geçerken çocuk:

- "Leblebi istiyorum" diye annesine söyler.

Bunu işiten kuru yemişçi çocuğa:
- "Oradan bir avuç alabilirsin evladım" der.

Çocuk:

- "Hayır! Sen verirsen alırım" der.

Kuruyemişçi çocuğa bir avuç leblebi verir ve sonra sorar:

- "Neden kendin almadın da benim vermemi istedin."

Çocuk da:

- "Senin avucun daha büyük de ondan" der.

Kayserili Fıkraları, fikralarimiz.com paylaştı

Kayserili İle Yahudi Fıkrası

Gezgin bir Yahudi'nin yolu Kayseri'ye düşer.

Yahudi her gittiği şehirde bir şekilde ticaret yapar ve para kazanır yoluna devam edermiş, burada da bir iş yapmak istemiş.

Yürürken düşünüyormuş ne yapabilirim derken bir bakmış dilenci kaldırımda oturmuş dileniyor. Önündeki tası görmüş, tas antika, kafayı takmış ona ileriden dönmüş adamla laflamaya başlamış, derken,

Yahudi:

- Ben hayvanları çok severim bana bu tastan süt içen kediyi satar mısın? demiş.

Adam da:

- Neden olmasın satarım, demiş.

Yahudi sormuş:

-“Kaç lira istiyorsun” demiş.

Dilenci:

- 500 lira istiyorum, demiş.

Yahudi:

- Yuh! Bu kedi o kadar etmez ki, demiş.

Dilenci:

- İşine gelirse, demiş.

Yahudi düşünmüş hesap yapmış:

"Ben bu tası 500 liraya alırım 750 liraya satarım" diye düşünür ve tekrar dilencinin yanına giderek
- Ver bakalım kediyi, der.

500 lirayı sayar verir ve kediyi alır gider.

1 gün sonra tekrar gelir bakar dilenci orada oturuyor, kediyle yanına giderek:

- Arkadaşım bu kedi dünden bu yana hiç bir şey yemedi herhalde alıştı bu kaptan süt içmeye.

Dilenci der ki:

- Ne yapabilirim?

Yahudi:

- Şu önündeki tası versene bana, demiş

Dilenci:

- Neden, demiş.

Yahudi:

- Kedi bir şey yemiyor, alışmış. Ver de yemeğini onda yesin.

Dilenci:

- 500 lira ver vereyim demiş.

Yahudi:

- Ya bu tas o kadar etmez ki, demiş. Düşünmüş tas 750 lira ikisinin toplamı 1000 lira demiş sonra al o zaman kedini, ver paramı demiş.”

Dilenci:

- Veremem, demiş.

Yahudi:

- Neden, diye sormuş.

Dilenci:

- Ben tasın sayesinde günde 10 tane kedi satıyorum, demiş.

Yahudi bir daha Kayseri'nin yakınından bile geçmemiş.

Kayserili Fıkraları, fikralarimiz.com paylaştı

Eşeği Böyle Boyarlar Fıkrası

Kayseri'ye bir banka müfettişi gelmiş, zamanının en iyi oteli olan
Zümrüt Palasta yatmış. Sabah teftiş edeceği bankaya gitmeden önce kapıdaki boyacı çocuğa ayakkabılarını boyatmaya karar vermiş. Bir taraftan da çocukla muhabbete başlamışlar:

- Siz eşeği boyar da satarmışsınız, doğru mu?

- Doğru.

- Nasıl oluyor bu?

Çocuk elindeki fırçaları çaprazlama çalımla ayakkabılar üzerinde sallarken
ahan da boyuyoh ya! İşte böyle...

Kayserili Fıkraları, Rümeysa paylaştı

Kayseriliden Ölüm İlanı Fıkrası

Kayserilinin eşi vefat etmiş. Gitmiş bir gazeteye, ilan vermek istediğini söylemiş. Görevli:

– Buyurun ilan nedir acaba? demiş.

- Ayşe'yi kaybettim üzgünüm, demiş Kayserili. Görevli:

– 6 kelime hakkınız var, ilan biraz kısa oldu isterseniz uzatabilirsiniz demiş. Kayserili:

–“Aynı paraya mı?” Görevli:

–“Evet aynı fiyata” Kayserili:

–“O zaman şunları ekle, satılık Toyota var”

Kayserili Fıkraları, fikralarimiz.com paylaştı

En İyi Yalan Fıkrası

Padişahın biri,
- Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim, demiş.
Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana;
- Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.
- Bunun neresi yalan?
Kuş kartaldır, Arslan da kuzu kadar minik bir yavru.
Kaptı mı götürür tabii!
- Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!
- Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!
- Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!
- Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir.
Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş.
Ama bir gün bir Kayserili gelmiş;
- Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!

Kayserili Fıkraları, fikralarimiz.com paylaştı

Kayserili Yüzü Fıkrası

Kayserili tıraş olacaktı. Berber "buyurun" deyip döner koltuğu gösterince koltuğu cevirdi, sırtı aynaya gelecek şekilde oturdu. Berber şaşırdı:

- Beyefendi, neden ters oturdunuz?

Kayserili, telaşsız:

- Sabah sabah, dedi, Gayserili yüzü görmek istemem de...

Kayserili Fıkraları, ÖZGÜR paylaştı

Yoklama Fıkrası

Yaşlı Kayserili hasta yatağında yatıyor. Oğlum Ahmet burada mısın?

Buradayım baba diyor oğlu.

Hasan sen burada mısın oda buradayım baba diyor.

Baba tekrar kızım Ayşe sen burada mısın diyor kızı da buradayım diyor baba hiddetle

- Ulan hayvan herifler dükkana kim bakıyor

Kayserili Fıkraları, Sude Çakır paylaştı

Diğer Sayfalar: [1]2 3

Kayserili Fıkraları Arşivi

FIKRANIZI EKLEYİN