Ayşe ali fatma diye 3 arkadaş varmış. Bu 3 arkadaş 1 gün ormana gitmişler. orada kızıderelileri görmüşler ayşe ile ali ağaca çıkmış fatma ise aşağıda kalmış kızıldereliler aşağıda olduğu için fatmayı dövmüşler ertesi gün yine aynı yere gelmişler ve yine aynı şey olmuş sonraki gün geldiklerinde yine kızılderelileri görmüşler fatma kurnazlık yapayım diyerek ali ile ayşeyi ağaçtan düşürüp kendi ağacın üzerine oturmuştuki kızıldereliler kendi aralarında şöyle konuştular: her zaman aşağıdakilerimi dcöveceğiz birazda üstekileri dövelim der ve yine ayşe dauyak yer ve kendi kendine şöyle der birdaha kurnazlık yapmaya çalışırsam allah kaynanamın iyiliğini versin.

Baba, pazar sabahı neşeyle uyandı. Bütün gün miskinlik yapıp evde oturacak, elinde kahve, pencere kenarında gazeteleri evire çevire okuyacaktı.

Ama daha kahvaltıda oğlu, sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Oğluna verdiği sözü tamamen unutmuştu. Bu pazar onu sinemaya götürecekti. Hay Allah! Bir bahane bulmalıydı.

Birden masanın yanında duran gazetenin, promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. İşte bahanesi yanı başındaydı. Haritayı alıp odaya gitti, onu makasla küçük parçalara ayırdı ve tekrar mutfağa dönerek:

- Tamam oğlum, ama önce sana bir görev, bu haritayı düzelt, ondan sonra gidelim, dedi. Sonra da "Kendim bile bu haritayı düzeltemem artık" diye düşünüp, keyifle pencere kenarına kuruldu.

Ama on dakika sonra çocuğu yanı başında bitmiş, sevinçle:

- Haritayı düzelttim baba, hadi sinemaya gidelim, diyordu.

İnanamadı ve görmek istedi. Ve hayretle içinde gördü.

- Bunu nasıl yaptın oğlum?

- Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı. İnsanı düzeltince dünya kendiliğinden düzeldi.

Bir gün hoca namaz kılarken, gaz çıkarmış hoca hemen köyü terk etmiş, aradan yıllar geçmiş, hoca karısına hanım köyü özledim köye gidelim der yolda giderken bir çobanı görür ve oğlum sen kaç yaşındasın der çoban bilmiyorum ama ben imamın osurdugu yıl doğdum der bunu duyan hoca karısına dönerek kalk hanım kalk bizim osuruk tarih olmuş der

oğlu annesinin yanına gelip

-anne ben birşey çaldım.annesi:

-haaaaa ne çaldın

-ıslık çaldım anneciğim.

Ali anneannesine:
- Anneanne doğum gününde sana bir el aynası alacağım, demiş. Anneannesi de:
- Hiç gerek yok Aliciğim, zaten benim bir el aynam var zaten, demiş. Alican da:
- Zaten onu kırdığım için yenisini alacağım ya!..

Öğretmen, matematik sözlüsünde Mahmut'u tahtaya kaldırıp sorar:
- Mahmut, babandan yüzde 10 faizle 200 bin borç para alsam, yıl sonunda kendisine kaç para vermem gerekir?
Mahmut hemen cevap verdi:
- 400 bin lira.
- Nasıl olur oğlum, sen hiç hesap bilmiyor musun?
- Bilmesine biliyorum da siz benim babamın ne büyük faizci
olduğunu bilmiyorsunuz.

bir gün öğretmen coğa oğlum senin derslerin çok kötü baban çok üzülcek demiş çocuk öğretmenim babam acıya dayanıklıdır demiş öğretmen nerden biliyorsun demiş öğretmenim çünkü babam annemle evli demiş:)

Öğretmen sorar:

-Ali söyle çocuğum.Bana bir uçan memeli söyle

-Hostes...

çocuk kaybolmuş polis sormuş

-eviniz nerede

-parkın karşısında -park nerede evimizin karşısında:))

Baba çocuğuna :
- Oğlum, Atatürk senin yaşındayken sınıfının birincisiydi, demiş.

Çocuk da babasına:

- Senin yaşındayken de Cumhurbaşkanıydı, demiş.

-bir gün bir cocuk varmış o cocuk şekericok severmiş bunu içinde çayına cok seker atarmış babası demişki oglum bu gün bir dernege gidecegiz cay içeçegiz cayına cok şeker katma demiş cocuk tmm demiş dernege gitmişler önlerine cay gelmiş babası 2 kaşık katmış.

-cocuk 1 katmiş 2 ktmıi 3katmiş 4katmiş 5 katmiş 6 katmıiş tam 7 yi katarken buda dernegin şekeri katmıyım demiş:)

Birgün Temel ingiliz fıransız top oynuyolarmış top mağaraya girmiş ingiliz ben alırım demiş içeri girmiş bir ses ben mor göz demiş ingiliz korkudan kaçmış sıra fıransıza gelmiş fıransızada aynı sesle ben morgöz denmiş o da korkudan kaçmış sıra temele gelmiş temelede aynı ses ben morgöz demiş temelde demişki gelirsem öbür gözünüde ben morartırım demiş